All posts filed under: gez

“Buraları Asla Unutmayın”

 “Sosyal hayatına bir dur demen gerekecek yoksa Meksiko’yu göremeyeceksin,” dedi Eva. Mutfağında organik kefir yapan, balkonunda kaplumbağa besleyen Eva, AirBnB’den kiraladığım evin sahibiydi. Üç odalı evinin bir odasında ben, diğerinde kendi, üçüncüsünde ise İspanyolca kursu için gelmiş 19 yaşında iki Amerikalı öğrenci kalıyorduk. Meksiko’ya vardığım günden beri iki Yahudi-Türk ailenin himayesi altına alınmıştım. Bitmeyen Şabat yemekleri, pazar kahvaltı davetleri, akşam üstü çay sefaları derken Eva’ya hak vermemek mümkün değildi. Ama öğünlerimi İspanyolca – Türkçe karışımı sohbetler eşliğinde zeytinyağlı fasulye, fırında tavuk, pilav yiyerek geçirmekten de pek şikâyetçi olduğum söylenemezdi. Dışarı çıkıp şehrin kalabalık sokaklarında yürümeyi başardığımda ise her köşe başında karşıma başka bir dönerci çıkıyordu. Bir yandan ızgara et kokuları, diğer yandan rogar kapaklarından yükselen lağım kokularıyla bir an kendimi lodos günü İstanbul’unda hissettim. Ama bir zamanlar göllerle çevrili Meksiko’da ne deniz vardı, ne de domuz etinden yapilan, mısır unundan Meksika pidesi arasına servis edilen tacos al pastor dedikleri bu yemeğe döner diyebilirdik. Ertesi gün, anne babası da Türkiyeli olmalarına ragmen Türkçe bilmeyen iki kardeşten bu temel Meksika yemeğinin Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı topraklarına …

Kolombiya’nın “Los Turkos”ları

Kolombiya, yağmur ormanlarının karlı dağlarla, çöl ikliminin Karayip sahilleriyle birleştiği, doğasının güzellikleriyle insanı mest eden, turizme kapılarını yeni açmış bir ülke. Bu ülkeye pek turist uğramazdı önceleri. Uyuşturucu mafyası ve çeşitli silahlı örgüt ve gerilla savaşçılarının çatışmaları dolayısıyla asırlardır terörle mücadele etmekteydi çünkü. Ancak son senelerde durum düzeldikçe maceraperest gezginlerin Kolombiya keşfi başladı. Hani Venedik’te ve ya Paris’te turistlerle ilgilenmeyen hatta onlardan bıkmış bir tavırla dolaşan bir yerel halk görürsünüz ya, işte Kolombiya’da böyle bir sorun yaşamak imkansız. Güler yüzlü, yardımsever, misafirperver bir halk Kolombiya halkı. Hele hele İspanyolca konuşanlardansanız kendinizi otobüste tanıştığınız bir şairin evinde kahve içer, ya da şehir turunda tanıştığınız gençlerle Rumba ve Kumbiya dans eder bulabilirsiniz. Beş haftalık gezime Bogota’dan başladım ve geze geze ülkenin kuzeyine, Santa Marta şehrine ulaştım. Santa Marta, meşhur Tayrona Milli Doğa Parkı ve Kayıp Şehir’e (Ciudad Perdida) yakın olduğundan bir turist merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Her ne kadar eski kolonyal binaların duvarları çatlamış, rengarenk boyaları solmuş olsa da hem ülkenin en eski şehri hem de kuzey sahillerinin önemli bir limanı olduğundan tarihi bol bir şehir …