Month: May 2016

Meksika’nın Latuvi Köyünde Kem Gözlerden Korunurken

  Hiç bir zaman tütsü yakıp evin kuytu köşelerinden öcü bücü kovalayan bir tip olmadım. Ama başka kültürlere olan ilgimden olsa gerek değişik toplulukların batıl inançlarını incelemeyi, ritüellerine katılmayı severim. Hatta gaza gelip üflenip püflendiğim bile olmuştur. Zaten Türkiye’de büyüyüp de nazara biraz da olsa inanmamak zor olsa gerek. Latin Amerika seyahatine çıkmadan önce ailece karşımıza sayısız aksilik çıkmıştı ve ben çantam hazır olmasına rağmen bir türlü bilet alıp gidemiyordum—annemde bir türlü geçmeyen bir bel ağrısı, dedemde iyileşmeyen akciğer iltihabı, bende ise hala sızlayan aşk acısı. “Kurşun mu döktürsek?” diye yarı şaka söylenirken Anne-kız kendimizi ona buna telefon açıp kurşuncu arar bulduk. Ama bulduğumuz hanım kişi başına 100 lira isteyince cimriliğimiz tuttu, nazar kendi kendine düşüversin dedik. Çok geçmeden Kolombiya için Paris aktarmalı biletimi almayı başardım. Ama gözler bedava düşmüyormuş meğer… Charles de Gaulle havalimanında kapıları kapanmış uçağıma dışarıdan baka kalınca üzerimdeki nazarın ne kadar inatçı olduğunu anlamıştım. Hayatım boyunca her görüşmeye erken gelen biri olarak bir ilki yaratıp havaalanına iki saat önce gelmeme rağmen yanlış terminalde beklediğim için uçağımı kaçırmıştım. Bir sonraki Paris – …

Kolombiya’nın “Los Turkos”ları

Kolombiya, yağmur ormanlarının karlı dağlarla, çöl ikliminin Karayip sahilleriyle birleştiği, doğasının güzellikleriyle insanı mest eden, turizme kapılarını yeni açmış bir ülke. Bu ülkeye pek turist uğramazdı önceleri. Uyuşturucu mafyası ve çeşitli silahlı örgüt ve gerilla savaşçılarının çatışmaları dolayısıyla asırlardır terörle mücadele etmekteydi çünkü. Ancak son senelerde durum düzeldikçe maceraperest gezginlerin Kolombiya keşfi başladı. Hani Venedik’te ve ya Paris’te turistlerle ilgilenmeyen hatta onlardan bıkmış bir tavırla dolaşan bir yerel halk görürsünüz ya, işte Kolombiya’da böyle bir sorun yaşamak imkansız. Güler yüzlü, yardımsever, misafirperver bir halk Kolombiya halkı. Hele hele İspanyolca konuşanlardansanız kendinizi otobüste tanıştığınız bir şairin evinde kahve içer, ya da şehir turunda tanıştığınız gençlerle Rumba ve Kumbiya dans eder bulabilirsiniz. Beş haftalık gezime Bogota’dan başladım ve geze geze ülkenin kuzeyine, Santa Marta şehrine ulaştım. Santa Marta, meşhur Tayrona Milli Doğa Parkı ve Kayıp Şehir’e (Ciudad Perdida) yakın olduğundan bir turist merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. Her ne kadar eski kolonyal binaların duvarları çatlamış, rengarenk boyaları solmuş olsa da hem ülkenin en eski şehri hem de kuzey sahillerinin önemli bir limanı olduğundan tarihi bol bir şehir …