Dedemden Öğrendiklerim
Bir cuma akşamıydı. Dokuz, belki on yaşındaydım. Mami ile sen Şabat yemeği için evimize gelmiş salonda sohbet ediyordunuz. Islak saçla salona girdiğimi görünce annem “hemen saçını kurut öyle gel,” demişti. İsteksizce odama geri dönmeye hazırlanırken “ben kurutayım saçlarını, ” dedin. Suratında çocuksu bir heyecan vardı. Seninle baş başa geçirdiğimiz ilk anlardan bu sahne kaldı aklımda. Sanki büyük bir kadın olmuş kuaföre gelmişim gibi aynanın karşısına oturttun beni. Yavaş yavaş saçlarımı kurutmaya başladın. Ama benim hemencecik canım sıkılmış, içim kıpır kıpırdı. Yerimde durmak zor geliyordu. “Yeter kurudu neredeyse, hadi gidelim,” dedim. Ama sen saçımın her telini kurutmadan beni bırakmayacaktın. Bunu anlayınca sandalyeye biraz daha yayıldım. Aynadan senin ne büyük zevkle bana hizmet ettiğini gördükçe sabırsızlığım eriyordu. Ben de senin gibi o anı yaşamayı öğreniyordum. Saçlarımın arasından geçirdiğin sıcak ellerin boynumda yumuşak bir esinti gibi. İşte senden öğrendiğim sayısız derslerden birini farkında olmasam da o gün öğrendim: Yaptığın ne olursa olsun tam yap, bütün kalbinle yap ve de en önemlisi zevkle yap. Ben büyüdükçe buluşmalarımız, sohbetlerimiz de büyüdü. Ben daha küçücükken bana “en büyük torunum” diye hitab …
You must be logged in to post a comment.